Türk edebiyatının usta yazarlarından olan Orhan Kemal, 110 yıl önce doğdu.
İyi ki doğdu, iyi ki yazdı…
Usta yazarın 110’uncu doğum yılını okurları olarak kutluyoruz. Orhan Kemal’in kaleminde hakikat var, emek var, mücadele var. Orhan Kemal’i daha yakından tanımak isteyenler için yazarın hayatından kesitler sunuyoruz.
Yazın hayatı boyunca pek çok kitaba imza atan Orhan Kemal, döneminin en çok okunan yazarların başında geldi. Toplumcu gerçekçi çizgisi onu farklı bir yere koyarken; eserlerinde de bu yansımaları görmek mümkün.
Ekmek Kavgası, Hanımın Çiftliği, Murtaza, 72. Koğuş ve Gurbet Kuşları’nın da aralarında olduğu çok sayıda unutulmaz esere imza atan, roman, şiir ve oyun yazarı Orhan Kemal, 15 Eylül 1914’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde dünyaya geldi.
ORHAN KEMAL 110 YAŞINDA
Gerçek adı Mehmet Raşit Öğütçü olan usta edebiyatçı, çocukluğunun ilk yıllarını Adana’da geçirdi. Eserlerinde toplumsal gerçekleri birey-toplum ilişkileri çerçevesinde ele alıp gözlemlere dayanarak sade yalın bir anlatımla dile getiren Orhan Kemal’in 110’uncu doğum yılı.
Kutlu olsun…
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Adana’nın Fransız işgaline uğraması üzerine avukat babası Abdülkadir Kemali Bey ve ilkokul öğretmeni annesi Azime Hanım’la Adana’dan ayrıldı.
Ailesiyle önce Niğde, sonra Konya, babasının Kastamonu milletvekili olarak 1. Meclis’e girmesinin ardından Ankara’da yaşamaya başlayan Kemal, babasının 1930’da Ahali Cumhuriyet Fırkası’nı kurmasının ardından gelişen olaylar sonucu ailesinin Suriye’ye zorunlu göçüyle ortaokul son sınıfta öğrenimini bıraktı.
72. KOĞUŞ…
Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden biri olan Orhan Kemal’in başyapıtlarından biri olan 72. Koğuş, insan haysiyetinin düşebileceği en dipsiz kuyunun hikâyesidir.
Tüm yapıtlarında her şeye rağmen insana olan inancını ve sevgisini korumuş olan Orhan Kemal, bu derin çukura yuvarlanmış olan insanların, en yakınını bile üç kuruşa vurabilecek kadar alçalmış olanların dünyasını bir koğuşun karanlığında anlatırken bile direnişin sesini duyuruyor okurlarına.
Alçalışın bile yok edemeyeceği insanlık onurunu dile getiriyor. Orhan Kemal’in kitapları bîr okurum hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz kakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir. Orhan Kemal, umudu ve aydınlığı yeniden kazanmamız için yol gösterir bize.
Orhan Kemal’in kitapları bir okurun hayatta rastlayabileceği o çok nadir hazineler arasında yer alır. Çok az yazar okurunun dünyasında onun kadar iz bırakır, çok az yazar okurunu onun kadar biçimlendirir.
FARKLI İŞLERDE ÇALIŞARAK GEÇİMİNİ SAĞLADI
Orhan Kemal, daha sonra Adana’ya geri dönerek tarım fabrikalarında işçilik, dokumacılık, ambar memurluğu ve katiplik gibi işlerde çalışırken, Milli Mensucat Fabrikası’nda işçi olan Nuriye Hanım ile 5 Mayıs 1937’de evlendi ve biri kız 4 çocuğu dünyaya geldi.
Yazı hayatına şiirle başlayan ve ilk şiirini 1939 yılında Reşat Kemal takma adıyla yayınlanan yazar, hikaye ve romanlarında Orhan Kemal adını kullandı ve bu isimle ünlendi.
Panait Istrati ile Maksim Gorki öykülerinden etkilenen, öyküleri 1941-1943’te Yürüyüş ve İkdam gazeteleriyle Yurt ve Dünya dergisinde yayımlanan Kemal, 1951’de İstanbul’a gelerek tefrika öyküler kaleme aldı.
NAZIM HİKMET İLE TANIŞMASI, EDEBİYATINI OLUŞTURDU
Askerlik görevi esnasında, ceza kanununun 94. maddesine aykırı davranıştan 5 yıl hapse mahkum olarak Kayseri, Adana ve Bursa cezaevlerinde yatan yazar, Bursa Cezaevi’ndeyken Nazım Hikmet’le arkadaş oldu ve ünlü şairin roman denemelerini beğenmesi üzerine şiiri bırakarak roman yazmaya başladı.
Orhan Kemal, Nazım Hikmet ile Bursa Cezaevi’nde geçirdiği tutukluluk yılları anılarını “Nazım Hikmet’le 3,5 Yıl” adlı kitabında topladı.
Hikmet’in vefatından iki yıl sonra 1965’te yayınlanmış olan eser, bir anı kitabı olmanın ötesinde hem Nazım Hikmet’in hem de Orhan Kemal’in sanat anlayışıyla ilgili bilgiler içeriyor.
“NEDEN YAZIYORUM…”
Uzun yıllar hikaye yazarak kendini geliştiren Kemal, 1940’ların sonunda roman yazmaya yönelmesini şu sözlerle de ifade etmişti:
“Niçin roman yazıyorum? Bu ihtiyaç nereden geliyor? Yeteneğimden. İyi şair olamadığım için hikayeci oldum. İyi şair olamazdım, önümde dağ gibi Nazım vardı. İyi şair olmam için önce onu aşmam gerekirdi. Nazım aşılması zor ve olanaksız sarp bir dağdır. Nazım, sonsuz mavi bir denizdir. Nazım, şiir püskürten bir yanardağdır.”
BOL ÖDÜLLÜ ROMANCI
Kemal, Kardeş Payı öyküsüyle 1958’de Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, Önce Ekmek ile 1969’da Sait Faik Hikaye Armağanı ile Türk Dil Kurumu tarafından verilen Öykü Ödülü’nü aldı.
Konusunu ve kişilerini 1958’de yayınlanan Devlet Kuşu romanından aldığı 3 perdelik İspinozlar oyununu 1964’te kaleme alan yazarın bu ilk oyunu, 1964 – 1965 tiyatro sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendi.
Orhan Kemal, farklı yıllarda kaleme aldığı 72. Koğuş, Murtaza Eskici Dükkanı, Kardeş Payı adlı eserlerini de oyunlaştırırken, 72. Koğuş’la 1967’de Ankara Sanat Severler Derneği’nce En İyi Oyun Yazarı seçildi.
Usta edebiyatçının 1963’te Sokakların Çocuğu, Kanlı Topraklar, Mahalle Kavgası ve Dünyada Harp Vardı kitapları aynı anda raflarda yerini aldı. Yurt dışında da okunan Kemal’in kitapları, özellikle Sovyetler Birliği’nde yayınlandı.
ORHAN KEMAL ÖLDÜ
Babaannesinin soyunun bulunduğu yerleri gezip not almak ve 93’ten Bu Yana adıyla ailesinin hikayesini yazmak amacıyla 1970’te Bulgar Yazarlar Birliğinin çağrısı üzerine Sofya’ya giden yazar, burada kalp krizi geçirdi ve hastaneye kaldırıldı.
Yazar Orhan Kemal, tedavi gördüğü hastanede 2 Haziran 1970’te 56 yaşındayken hayatını kaybetti ve cenazesi Türkiye’ye getirilerek 5 Haziran’da Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Zorlu yaşamına rağmen hayat dolu olan Orhan Kemal’in vefatından 2 yıl sonra başlatılan Orhan Kemal Roman Armağanı, hala verilmeye devam ediyor.